KELÂM’IN TEŞEKKÜLÜ SERİSİ
İslâm düşüncesinin üç sac ayağından biri olan kelâm, İslâm akaidinin esaslarını ispat ve muhaliflerden gelen şüpheleri defetmeyi gaye edinmenin yanında, bir bütün olarak varlık araştırmasını da üstlenmiştir. Büyük günah işleyenin durumu hakkında başlayan tartışmalar insanın özgürlüğü meselesi üzerinden insanın Allah karşısındaki konumu, Allah-âlem ilişkisi ve Allah’ın sıfatları meselelerini kelâmcıların gündemi haline getirmiştir. Kelâmcılar bu doğrultuda varlıkların tasnifi ve bilginin sınırları problemleri etrafında bilgi ve varlık konularını araştırmış, burada belirledikleri çerçeve uyarınca insanın failliği ve ilahi sıfatlara dair meseleleri inceleme konusu yapmışlardır. Bu dönemde ele alınan konular ve kullanılan kavramlar “Mütekaddim Dönem Kelâmı”nı karakterize etmiş ve kelâmın ana yapısının belirlenmesinde etkili olmuştur. İSM İhtisas Çalışmaları kapsamında her biri alanının mütehassısı olan hocalarla yürütülmüş olan “Kelâm’ın Teşekkülü” serisinin ilk aşamasında, mütekaddim dönem Mu‘tezilî kelâmcıları elinde şekillenen bilgi-varlık konuları ile ilahi sıfatlar ve insanın failliği meselelerinin incelendiği tevhid ve adalet konuları ele alınmıştır. Bu doğrultuda, ilk seminer dizisinde Basra Mu‘tezilesi kelâmcıları elinde kelâmın nasıl varlık araştırmasına evrildiği bilgi ve varlık konuları çerçevesinde incelenmiştir. “Gerçekliğin ne olduğu” ve “bu gerçekliğin nasıl bilinebileceği” gibi soruların gündemlerinin merkezini oluşturan Mu‘tezilî kelâmcıların varlıkların tasnifi ve bunların bilinebilme yolları üzerinden geliştirdikleri teoriler söz konusu edilmiştir. İkinci seminer dizisinde en genel anlamda varlık ve bilgi konularının incelendiği birinci seminerin bir devamı olarak sıfatlar bahsini, başka bir deyişle varlık ve bilgi konularındaki bulguların kendisine hizmet ettiği teoloji konularını ele almıştır. Üçüncü seminer dizisi yine mütekaddim dönem Mu‘tezilî kelâmcıların ahlâk felsefesindeki görüşlerini ifade eden teknik bir terim olan “adalet” konusu çerçevesinde ilerlemiştir. Adalet konusu, varlık, bilgi ve teoloji konularında edinilen verilerin de ilk elden kullanıldığı bir alanı işaret etmesi hasebiyle ilk iki seminerin bir devamı olarak incelemeye konu edilmiştir. Serinin 2021-2022 senesi programı birbirini takip eden ve tamamlayan üç ayrı seminer dizisi şeklinde tasarlanmış ve planlamaya uygun olarak yürütülerek tamamlanmıştır.
KELÂM’IN TEŞEKKÜLÜ-1: BİLGİ VE VARLIK
Hoca: Dr. Öğr. Üyesi Hayrettin Nebi Güdekli (Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)
Sekreter: M. Musa Çiçekdağı (Marmara Üniversitesi, Kelâm, Yüksek Lisans)
İslâm akâidini, deliller getirmek ve hasımları defetmek suretiyle temellendirme ve savunma işlevi gören kelâm ilminin “varlık araştırması yapan bir disiplin olup olmadığı” klasik ve modern dönemlerde tartışılan bir konudur. İbn Haldun’un kelâm tarihi anlatısında gün yüzüne çıkan ve modern kelâm tarihi yazımında da uzun yıllardır cari olagelen tasvire göre kelâm Gazzâlî’ye kadar varlık araştırmasıyla ilgilenmeyen savunmacı ve zât-sıfât merkezli bir disiplinken Gazzâlî ile birlikte varlık araştırması yapan bir disipline evirilmiştir. Fakat, başta Hayrettin Nebi Güdekli’nin “Kelâmın Tümel Bir Disiplin Olarak İnşâsı” başlıklı doktora tezi olmak üzere yakın zamanda yapılan bazı çalışmalarla kelâmın henüz teşekkül aşamasında Basra Mu‘tezilesi kelâmcıları eliyle varlık araştırması yapan bir disiplin olduğu ortaya konmuştur. “Kelâm’ın Teşekkülü-1: Bilgi ve Varlık” seminer dizisinde Dr. Öğr. Üyesi Hayrettin Nebi Güdekli ile, I. (VII.) yüzyılın son çeyreğinde tek tek teolojik problemlere ilişkin bir çözüm bulma arayışı neticesinde ortaya çıkan kelamî düşüncenin, II. (VIII.) yüzyılın ikinci yarısından itibaren Mu‘tezile kelamcıları elinde bir disiplin olarak nasıl teşekkül ettiği ele alınmıştır. Seminer dizisinde öncelikle başlangıç dönemi kelâmının içerik ve formu ele alınmış, bu dönemde kelâmî önermelerin içerik ve doğruluğunun büyük ölçüde naslardan hareketle belirlendiği; ancak Mu‘tezile kelamcılarının kelâmî önermelerin naslardan ziyade aklın belirlediği gerçeklik düzlemiyle doğrulanması gerektiğini düşünmeleriyle erken dönem kelâmî düşüncenin bilgi ve istidlâl teorisinde bir dönüşüm gerçekleştiği vb. hususlar masaya yatırılmıştır. Bu doğrultuda “gerçekliğin ne olduğu” ve onun uzantısı olarak “gerçekliğin nasıl bilinebildiği” soruları çerçevesinde kelâmcıların teşekkül döneminde ontoloji ve epistemoloji anlayışlarını nasıl oluşturdukları incelenmiştir. Ekim-Kasım 2021 tarihlerinde çevrimiçi olarak 6 oturumda gerçekleştirilen ve farklı üniversitelerden yüksek lisans, doktora ve post-doktora seviyelerinde 18 katılımcı tarafından tamamlanan seminer dizisinin oturum başlıkları şöyledir: 1. Oturum: İlk Teolojik Problemler, Ekolleşmeler ve Kelamî Önermelerin Teşekkülü. Önermelerin Doğruluğundan Varlık ve Bilgi Soruşturmasına Geçiş 2. Oturum: Kelâmî Bilgi Teorisi: Bilginin Doğası ve Kaynakları 3. Oturum: Kelâmî Yöntem Teorisi: Nazar ve İstidlal: İstidlal bi’ş-şahid ale’l-gaib. 4. Oturum: Kelâmî Ontoloji 5. Oturum: Tabiat Düşüncesi: Nazzâm, Muammer, Câhız 6. Oturum: Varlık, Madumun Şeyiyyeti ve Kipler
KELÂM’IN TEŞEKKÜLÜ-2: TEVHİD VE SIFÂT
Hoca: Prof. Dr. Osman Demir (Ankara Hacı Bayram Üniversitesi, İslâmi İlimler Fakültesi)
Sekreter: M. Musa Çiçekdağı (Marmara Üniversitesi, Kelâm, Yüksek Lisans)
Kelâm ilminin temel konusu, Yüce Allah’ın birliğini, teşbih ve tenzih ilkeleri arasında ve naslardan hareketle, diğer dinlere ve inkârcı akımlara karşı savunmayı hedefleyen ulûhiyettir. Bu sebeple ilk dönem metinlerinin merkezini; zât, sıfât, esmâ ve ef‘âlin bilgisini muhataba doğru biçimde aktarmak için yapılan tartışmalar teşkil eder. Aşırı soyutlayıcı, cisimleştirici ya da insanbiçimci tanrı anlayışları arasında, dini metinlerde betimlenen; sıfatlı ve evrenle ilişkili, insan ve kainat üzerinde mutlak hakim ve güçlü bir yaratıcı anlayışının oluşumunda, bu türden çabaların büyük etkisi olmuştur. Bu sebeple siyasi ve sosyal etkenler bir yana bırakılırsa, İslâm kelamının tevhid ve sıfât tartışmaları etrafında teşekkül ettiği rahatlıkla söylenebilir. Nitekim haberi sıfatlar ya da müteşâbihâtın (meselâ istivâ) anlaşılmasına yönelik farklı tavır ve yorumların mezhepleşmeye ve tevil kavramı ekseninde dini anlama ve yorumlama geleneğine olan etkisi müsellemdir. Prof. Dr. Osman Demir ile kelâmın teşekkülünü tevhid ve sıfât problemi bağlamında ele alındığı bu seminer dizisinde ilgili başlıklar teşekkül dönemi olarak nitelenen ve görece ilk üç asırla sınırlanan tarihi kesit içinde ve kronolojik bir bakışla ele alınmış, ilgili kişi, ekol ve orjinal metinlere de sıklıkla atıf yapılmıştır. Aralık 2021-Ocak 2022 tarihleri arasında çevrimiçi olarak 4 oturumda gerçekleştirilen ve farklı üniversitelerden yüksek lisans, doktora ve post-doktora seviyelerinde toplamda 11 katılımcı tarafından tamamlanan seminer dizisinin oturum başlıkları şöyledir: 1. Oturum: Kelamda Sıfât Probleminin Doğuşu (Sıfat Probleminin Ortaya Çıkışı ve Nedenleri, Teşbih ve Tenzih Arasında İlk Dönemde Tanrı Tasavvuru, Haberî Sıfat Tartışmaları ve İlk Ayrışmalar (Tevil ve Tevkîf), Öne Çıkan Şahıslar: Hasenü’l-Basrî, Ebû Hanife ve Cehm b. Safvân, İlahi sıfatlara dair erken dönem İbadi-Harici yaklaşım) 2. Oturum: Mu’tezile’de Tevhid ve Sıfat Anlayışı (İlk Mu’tezilî Kelâmcılarda Tanrı Anlayışı, Sıfat, Mana ve Ahvâl Kavramları, Tevhid İlkesi ve Zat-Sıfat İlişkisi, Tanrıyı Kavramada Tenzih Yöntemi) 3. Oturum: Ehl-i Hadiste Tevhid ve Sıfat Anlayışı (Haberi Sıfatlar Meselesi ve Tevil, Buhari ve Ahmed b. Hanbel’de Tanrı Tasavvuru, Esmâ-i Hüsnâda Tevkifilik ve Kıyasilik Meselesi) 4. Oturum: Ehli Sünnetin Tevhîd ve Sıfat Anlayışı (Küllâbiyye’de Zât-Sıfat İlişkisi, Eş’arînin Müteahhir Eserlerinde Sıfat Görüşü, Mâturîdî’de Marifetullah Meselesi)
KELÂM’IN TEŞEKKÜLÜ-3: ADALET
Hoca: Prof. Dr. Orhan Şener Koloğlu (Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)
Sekreter: Nedim Aydın (Marmara Üniversitesi, Kelâm, Yüksek Lisans)
“Ulûhiyyet” konusuyla birlikte klasik kelâmın iki temel konu alanından birini oluşturan “ta‘dîl-tecvîr” konusu esas itibariyle “gaib” ve “şâhid” şeklindeki iki farklı varlık alanının birbiriyle olan ilişkisini, diğer bir deyişle Allah-âlem ilişkisini içermektedir. Bizzat âlemin yaratılmasının nedeni olması hasebiyle, âlemin en temel unsuru da insan olduğu için ta‘dîl-tecvîr konusu kısaca “Allah-âlem ilişkisi” olarak özetlenebilir. Klasik kelamın muhteva ve yapı açısından temel çerçevesini, aynı zamanda sonraki geleneklere mesnet teşkil edecek şekilde, belirleyen Mutezile, “ulûhiyyet” ve “ta‘dîl-tecvîr” şeklindeki ikili yapıya mutabık olarak “tevhid” ve “adalet” başlıkları altında kelâmını şekillendirmiş, Allah-âlem ilişkisiyle alâkalı hususları “adalet” başlığı altında tasnif etmiştir. “Kelâmın Teşekkülü” seminerlerinin üçüncüsü olan “Adalet” seminerinde Prof. Dr. Orhan Şener Koloğlu ile Mu‘tezilî muhitin ürünü olan adalet kavramı teşekkül süreciyle ilişkili olarak ele alınmıştır. Daha ziyade Kâdî Abdülcebbâr’ın metinleri merkeze alınarak çerçevesi belirlenen seminerde ilk olarak hüsün-kubuh meselesi ele alınmış ve böylelikle adalet konusunun teorik zemini netleştirilmiştir. Hüsün-kubuh meselesindeki kabullerin şekillendirdiği teklif meselesi ikincil olarak incelenmiş, bununla irtibatlı olarak kulların fiilleri (ef‘âl-i ibâd) problemi ele alınmıştır. Bahsedilen meseleler henüz teşekkül döneminde dahi Mu‘tezile ile diğer ekoller arasındaki başlıca tartışma konularını teşkil etmektedir. Seminerde son olarak Mu‘tezile’ye has teoriler olan lütüf ve aslah incelenmiş, Mu‘tezile’nin bu teoriler ile çözüm bulmaya çalıştığı problemler irdelenmiştir. Şubat-Mart 2022 tarihleri arasında çevrimiçi olarak 4 oturumda gerçekleştirilen ve farklı üniversitelerden yüksek lisans, doktora ve post-doktora seviyelerinde toplamda 13 katılımcı tarafından tamamlanan seminer dizisinin oturum başlıkları şöyledir: 1. Oturum: Adalet Konusuna Giriş ve Hüsün-Kubuh 2. Oturum: Teklif 3. Oturum: Ef‘âl-i İbâd 4. Oturum: Lütuf-Aslah
KELÂM’IN TEŞEKKÜLÜ-4: KELÂM-DİL İLİŞKİSİ
Hoca Dr. Öğr. Üyesi Mesut Erzi (Hakkari Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi)
Sekreter Nedim Aydın (Marmara Üniversitesi, Kelâm, Yüksek Lisans)
Dil, düşünce ve varlık ilişkisi, tarih boyunca merak konusu olduğu gibi günümüzde de bu özelliğini muhafaza etmektedir. “Kelâm-Dil İlişkisi” seminer dizisinde klasik kelâm ilminin varlık ve düşünce (bilgi) sistemlerinin dille olan ilişkileri mercek altına alınmıştır. “Kelimeler (Dil), mânaların kalıplarıdır” ve “Kelime beden, mâna ise ruhtur” gibi özdeyişlerle ifade edildiği üzere esasında dil, asıl maksat olan anlamın taşıyıcısı ve aracıdır. Anlam, bilen özne konumundaki insanın, düşünce yetisi olan aklıyla varlığı yorumlama ve anlamlandırma çabasının sonucunda elde ettiği bilgi birikimidir. İnsanın bu bilgi birikimi, ruhun bedeni öncelemesi ve ona hayatiyet veren öz oluşu gibi, dili önceler ve onu yaşayan canlı bir varlık haline getirir. Dile taşınan anlam veya bilgi birikimi, varlığa dair olduğundan aslında insan aklı ilk önce varlıkla karşı karşıya kalır, onun üzerinde düşünür ve en sonunda da bu düşüncesini dile taşıyarak kendi düşünce ve fikrini başkalarına da açarak onların da düşüncesinin konusu haline getirir. Buna göre bahse konu üçlü kavramın doğru sıralanışı varlık-düşünce-dil tarzında gerçekleşmektedir. Dr. Öğr. Üyesi Mesut Erzi ile yürütülen seminer dizisinde bu sıralama göz önüne alınarak, hakikat arayışı demek olan bir kelâmî sistemde -araç oluşu bir yana- dilin, istidlâl yöntemi olma bakımından yeri ve işlevselliği tartışmaya açılmıştır. Bu bağlamda, “Bir kelâm-dil ilişkisinden bahsedilebilir mi? Eğer bir ilişki var ise bu, kelâm ilminin tüm evreleri için mi geçerli yoksa örneğin sadece kuruluş döneminde mi söz konusudur? Ya da mesela var olan ilişki, aslında akâid-dil ilişkisi olabilir mi? Şayet kelâmla dil arasında bir ilişki varsa bu ne derece güçlü bir ilişkidir ve hangi tarafın lehine veya aleyhine işlemektedir? Dilin güç bakımından akla karşı konumu nedir? Kelâmın akliyyât bahislerinde dilin etkisinden söz edilebilir mi?” gibi soruların ve daha başka soru ve ihtimallerin cevapları ele alınmıştır. Seminer dizisinin çıktısı olacak söz konusu cevaplar, bizzat klasik metinlerden pasajlar okunarak ve öncesinde konuyla ilgili verilmiş yardımcı dokümanlardan elde edilen veriler de göz önüne alınarak hoca ve katılımcılar tarafından müzakere edilmiştir. 2022 yılı Kasım-Aralık aylarında çevrimiçi olarak 4 oturumda gerçekleştirilen ve farklı üniversitelerden yüksek lisans, doktora ve post-doktora seviyelerinde 12 araştırmacının katıldığı seminer dizisinin oturum başlıkları şöyledir: 1. Oturum: Kelam-Dil İlişkisine Panoramik Bakış 2. Oturum: Mu‘tezile’nin (Kâdî Abdülcebbâr Özelinde) Varlık Teorisi ve Dil 3. Oturum: Mu‘tezile’nin (Kâdî Abdülcebbâr Özelinde) Akıl/Bilgi Anlayışı ve Dil 4. Oturum: Mu‘tezile’de (Kâdî Abdülcebbâr’da) Dil ve Akıl Karşısındaki Konumu
01.06.2024